16 Ekim 2010 Cumartesi

Doğu Karadeniz / Ağustos 2008 - 1.Kısım

Bu seneki izin tercihimi müthiş doğası olan KARADENİZ bölgesinde geçirmeye karar verdim. Daha öncesi planlar , rotalar , rezarvasyonlar yapıldı neyse gün geldi çattı ABBAS pardon HASAN  yola çıkmaya hazır hale geldi.. Amacım önce daha önce görmemiş olduğum Kastamonu da yarım gün kadar geçirip oradan da METRO Turizmin saat 13:00 kalkan Trabzon otobüsü ile Trabzon!a gitmekti.
Cuma akşamı İşten eve geldim dengimi alıp yola vurdum kendimi. Akşam Esenler otogarından kalkan KASTAMONU ÖZLEM'in  22:00 KASTAMONU otobüsüne yetiştim. İlk hedefim olan Kastamonu'ya doğru yol aldık.



Sabah 06:00 sularında KASTAMONU otogara vardım. Aslında Araç KASTAMONU'nun içinden geçerek otogara varıyor çoğu kişide zaten minübüs misali istedikleri müsait bir yerde indi. Bende hemen internetten almış olduğum Trabzon biletini hemen fiiliyata geçirip kendimi sağlama aldım.

Sabah ortalık tenha havada serin şehri ufak ufak gezmeye başladım. Kahvaltı yaptıktan sonra Hemen ana caddenin arkasında olan Meşhur OSMANLI SARAYI na vardım. Saray saraylıktan çıkmış butik hotel kıvanıma getirilmiş.

Şöyle göz ucuyla baklıp hemen yanındaki Tarihi konakları inceledim. Gerçekten çok güzel yapılar. Çoğuda iyi durumda. Bol fotoğraf çekerek tekrar ana caddeye geldim.


Şehrin ortasından Dere akıyor bir çok köprü mevcut bu şehirde. Köprünün üstündede rica minnet hatıralık fotoğrafı çektirdikten sonra Dikkatimi Şehrin ilk ve tek A.V.M. si olan BARUTÇUOĞLU A.V.M. çekti. Hemen girip bir keşif yaptım 3-4  katlı şirin bir yer hemen MİGROS tan yolluk birşeyler aldım yüke sardım aldıklarımı.


Saatler ilerdekçe şehir de haraketlenmeye başladı Sonra şehrin ana meydanında bulunan Tarihi yapıdaki Üniversiteve belediye  binasını resimledikten sonra hemen üniversite binansının yanından çıkan yol ile tarihi saat kulesine çıktım. Şehri tepeden gören hakim bir mekan. Bir iki tanede kafe tarzı yer yapmışlar. Çoğuda benim gibi yerli turistler fotoğraf çekiyorlar.



Burada bir çay içip resimledikten sonra hemen karşı taraftaki kaleyi gözüme kestirdim ama oraya kadar çıkmaya hem üşendim hemde vakit geldiği için pas geçtim




Tekrar aşağı inip biraz gezmeden sonra halk otobüsüne atlayıp otogara gittim. Aracımız perona yanaşmış yükünü alıyordu. Saatimiz geldi ve asıl gezi yerim olacak Trabzon şehrine doğru yol aldık. Çok anormal bir durum olmadıkca otobüsteki mesken yerim 1-2 veya 3-4 numaralar oluyor. Hem fotoğraf çekme imkanım oluyor hemde canın sıkılmıyor. Ayrıca şöförlerimizde TRABZON lu olunca çok sevdiğim bu şiveyi dinleye dinleye gittim.

                                          




Akşam 18 de Samsun otogara girdik. Biraz mola ve yolcu ikmalinden sonra yola koyulduk.

                                    

Karadeniz otoyolu Samsun çıkışından sonra başlıyor. Sarp sınır kapısına kadar devam ediyor. Üstelik beleş. Saat 13:00 de başlayan yolculuğum saat 23:30 civarı Trabzonda sonlandı. Ben şöle püfür püfür bir hava beklerken aynı İstanbul daki gibi sıcak ve aşırı nemli bir Trabzon havası ile karşılaştım. Ama çok üzülmedim çünkü 10 dk bir yolcukuk sonrası bile arzu ettiğiniz serin havaya kavuşma imkanınız sınırsız bu bölgede.

Kısa bir servis yolculuğu sonrası şehir merkezinde ki gayet temiz bir otel olan Demirgrand otele yerleştim. Gezideki ilk ve son günlerim bu otelde geçecek. İnternetten araştırma sonucu bulduğum rent a car cı abilerle olan teslimat bu otelde gerçekleşek. Gerekli malumatı kendilerine verdikten sonra vurup kafayı yattım

Biz telefonda Dizel Seat Cordoba (2007) anlaşmıştık ama bana  nahoş bir süprüz yaparak Renault Kango (2008 )aracını layık gördüler. Bende neyse bundada vardır bir hayır diyerek ortalığı velveleye vermedim. Gerçektende bu işte bir hayır varmış çıktığım o yayla yolları gördükten sonra altı yüksek olan arabanın avantajını gördüm. Sağolsunlar var olsunlar. Gideceklere tavsiye olnur. Test edilip onaylanmıştır.




Değiş tokuşu yaptıktan sonra aracı teslim aldım. İlk iş depoyu doldurmak oldu. Gözüme kestiridiğim işlek bir PETROL OFİSİ ne daldım. Karadeniz bölgesinde neredeyse adım başı PETROL OFİS i var. Pek öteki markalar revaşta değil anlaşılan. Pompacı arkadaşa fulle dedim. 140 TL tuttu kart ile ödemeyi yaptım sağolsunlar bol bol eşantiyon verdiler İzzet ikram şahaneydi.

İlk durağım olan Maçka ya doğru yol almaya başladım hemen otagarın yanından iç kısımlara doğru ilerledim(GÜMŞHANE yolu). Yarım saat sürmeden Maçka ya vardım.


Hemen şehrin içine saparak sümela manastırına doğru çok güzel ve manzaralı yoldan manastırın girişine vardım. İsteyen aracını burda bırakıp patika yoldan biraz uzun süren yürümenin ardından manastıra da varabilir.


Ben baktım arabalar çıkıyor yukarı doğru bende takıldım arkalarına dar bir yoldan çıktık manastırın yanına kadar. Biraz park sorunu olabiliyor burda. Şansa dansa güzel bir yer burup arabayı eğledim kenara güzel bir yolun sonunda girişe vardım. Bu yol süresincede biri meşhur olmak üzere bir kaç kemençeci kemençe çalarak yollarını bulmaya çalıyor. Ortamada yakışıyor hani


8 TL giriş ücreti ödeyerek manastıra giriş yaptım. Bu arada MÜZE KART almanazı şiddetle tavsiye ederim TÜRKİYE deki çoğu ören yeri vs. geçiyor. Şu anda 20 TL olması lazım.



Gerçekten çok güzel bir yer mutlaka gidip görmenizi isterim. Kayaların oyulması sonucu yapılmış kiliseler evler vs. Bir çok da İranlı ve Ermeni Turistler vardı. Pek bi beğendiler onlarda.




Hatıra fotoğrafı çektirmeyide ihmal etmedim.


 Yine bir çok tarihi eserlerdeki gibi bu eşsiz yerlerin duvarların üstüne Ya benimsin ya toprağın. BJK FB GS , I love you , isimler vs gibi abidik kubidik şeyler yazılmış biri sürü maalesef.



Neyse ziyaretimizi yaptıktıktan sonra tekrar arabaya doğru yürüdüm. Sonra ana girişe aracı park ederek gözüme kestirdiğim balık rest. oturdum. Bayağı da kalabalık garsonlar yetiştiremiyorlar dı siparişleri.  Balık+salata ve kola söyledim.


Vasat altı balık ve salata ile karnımı doyurduktan sonra fazla oyalanmadan İlk gece kalacağım yer olan Sürmene Zarha dağına doğru yol aldım. Tekrar Tarbzon dan geçip doğuya doğrı yol almaya başladım. Yollar çok güzel ama hız da yapmıyorum sallana sallana gidiyorum. Hemde radar vs. çoktur buralarda.

Sürmene nin içine girip TEKEL fabrikasının yanındaki yoldan yukarı doğru vurdum kendimi. Yaklaşık yarım saat sonra 700 mt.rakımlı ZARHA dağının tepesindeki ZARHA MOUNTAIN RESORT HOTEL e vardım. Tavsiye ederim biraz yoldan sapıyorsunuz ama bence değer.






Hemen odama yerleşip gün batımını çektim dağın tepesinden.




Akşam yemeğii ziyafetinden hemen sonra kemençe ve horon ziyafeti başladı. Millet baya bi horon tepip eğlendi. Eğlenceden sonra hemen yattım. Sabah kahvaltı sonrası bu sefer ki durağım olan SARP sınır kapısı için hazırlıklara başladım.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder